Kurbağalı Dere'den Cezayirli Kadınlar'a / Can Has

Önemli resim koleksiyonerlerimizden Can Has ile Türkiye ve dünyadaki sanat piyasası, alım gücü, müzeler ve koleksiyonerlik tutkusu üzerine konuştuk. Nazmi Ziya'dan, Picasso'ya kadar uzanan eğitici bir sohbetti bu. "Koleksiyonerlik bir virüs, bir defa kanınıza girince müptelası oluyorsunuz" diyor. Kalite onun için her değerin üzerinde önemli, o yüzden beğendiği sanatçıların ulaşabildiği en iyi eserlerini almaya çalışmış hep. Toplamak için almak değil amacı. Tutku, bilgi ve merakla birleşirse mutlaka kültürel ve maddi yatırım olarak geri döner diyor. Koleksiyonerliğin uzun bir maraton ve sanatın gelecek nesillere bırakılabilecek en büyük kültürel miras olduğunu gençlere hatırlatıyor.

Ne zaman resim koleksiyonu yapmaya başladınız ve  uzun yıllardır tutkuyla çok önemli sanat eserleri toplamış bir koleksiyoner olarak ne gibi değerlere önem veriyorsunuz?

Sanat eserlerine karşı merakım vardı, fakat ilk eserimi 1983 yılında Cumalı Sanat Galerisi'nden aldım. Sanat bir görsel olay, sanat eseri alırken çok dikkatli olmak lazım, özellikle resim koleksiyonerliği yapan sanatseverlerin önce görsel olarak kendilerini çok eğitmeleri lazım çünkü bir sanatçının orta kaliteli bir eseriyle çok kailteli bir eseri veya eskiz çalışmaları arasında çok büyük fiyat farkı var. Yani siz hiç bir tarihte sanatçının çok güzel bir eserini çok uygun bir fiyata alamazsınız ama işte sanatçının imzası koleksiyonumda olsun diyorsanız, orta kaliteli bir eserini veya eskizini çok uygun fiyata alabilirsiniz. Ben koleksiyonumda bu olaya çok dikkat ettim, mümkün olduğu kadar sanatçının en kaliteli eserine sahip olmaya çalıştım, onun için bazı koleksiyonerlerin 1000/1500 eseri vardır ama kalite olarak baktığınızda 300/500 tane eser çıkar. Benim koleksiyonumda 150/200 tane eser var, ama bunlar genellikle sanatçıların en iyi eserleri. Zaten koleksiyonculuk ne demek? Eğer  o sanatçının daha iyi bir eserini görürsen, elindeki sanat eserini çıkarıp, yerine onu koymak; koleksiyon o zaman en kaliteli ve değerli hale geliyor.

Röportajın tamamını okumak için tıklayın...